Kirli akışkan, hidrolik sistemlerin en büyük düşmanlarından biridir. Kirlilik, akışkana zarar verdiği gibi sistem içerisinde yer alan diğer komponentlere de ciddi zararlar verir. Hidrolik akışkanın ömrünü mümkün olduğunca uzatabilmek için aklımızda tutmamız gereken üç temel nokta mevcut: Yağı temiz tutmak, sistemde aşırı ısınmayı engellemek ve akışkanı sudan/nemden korumak.
Hidrolik akışkanın ömrünü kısaltan faktörlere biraz daha detaylı bakacak olursak;
YÜKSEK SICAKLIK
Akışkanın viskozitesi genellikle sıcaklıkla arttıkça azalan bir eğilim gösterir. Yağ incelir. Bunun sonucunda sistemde yer alan hidrolik motor ve pompa gibi komponentlerde yağlamanın yetersiz olmasından kaynaklı aşınma meydana gelir. Ayrıca bu ısınma, yağda oksidasyona sebep olur. Bu etkiyi yağın rengindeki değişimden (kararma) anlayabiliyoruz.
Oksidasyona bağlı olarak yağın rengindeki değişim
Aşağıdaki resimlerde ise aşırı ısınmanın dişli pompaya ait bazı komponentler üzerindeki etkilerini görüyoruz. Pompa yataklaması ve dişlide renk değişimi, sızdırmazlık elemanında ise sertleşme ve kırılgan bir hale gelme gözlenmiştir. Emniyet valfi ayarının düşük olması ve yağın sürekli tanka tahliyesi aşırı ısınmaya sebep olabilmektedir. (Resimler “Failure Analysis of Hydraulic Gear Pumps Manual Danfoss” başlıklı yazıdan alınmıştır.)
Hidrolik sistemlerde çok çeşitli akışkanlar yer alır. 65 oC sıcaklık, genellikle mineral bazlı hidrolik akışkan için ideal maksimum sıcaklıktır. Sıcaklık 80 oC’ye ulaştığında, eğer sistem yüksek sıcaklıkta çalışmaya uygun tasarlanmamışsa bazı sızdırmazlık elemanları ve hortumlar zarar görür. Aşırı ısınmayı önlemek için yağ soğutucuları kullanılmaktadır. Mobil uygulamalarda genellikle hava soğutmalı soğutucular kullanılırken, (fan bir elektrik motoru ya da dişli motorla tahrik edilir) sistemin daha yoğun çalıştığı endüstriyel uygulamalarda su soğutmalı soğutucular karşımıza çıkar.
SU/NEM
Su, akışkanın yağlayıcı özelliğini azaltır ve sistemdeki komponentlerde korozyona sebep olur. Ayrıca akışkan içinde bazı özelliklerin iyileştirilmesini sağlayan katkı maddelerinin de etkinliğini düşürebilmektedir.
Yağın içinde çözünebilen maksimum su miktarı için “doyma seviyesi” ifadesi kullanılır. Bu seviyeden sonra yağın içindeki suyu gözlemleyebilmekteyiz. Akışkan biraz daha bulanık hale gelir.
Hidrolik akışkanda suyun etkisi
Su; hidrolik sistemlere yağ tankı üzerindeki havalandırma kapaklarından, sızdırmazlığın tam olarak yapılmadığı hat ve bağlantılardan ya da zarar görmüş su soğutmalı bir soğutucudan girebilmektedir. Suyu tahliye etmek için tankın tabanında V şeklinde bir profil kullanılabilir ve su bu noktadan tahliye edilebilir. Ayrıca nem tutucular ya da özel filtreler de kullanılabilmektedir. Kritik uygulamalarda akışkan içindeki su miktarını izleyen sensörlere ihtiyaç duyulabilir.
KİR/PİSLİK
Sistemdeki kirleticiler tüm komponentlere ciddi zararlar verir. Örneğin bir dişli pompa gövdesinde aşınmaya sebep olarak verimin düşmesine, yön kontrol valflerinde sürgülerin takılmasına sebep olur. Ayrıca akışkan içerisindeki katkı maddeleriyle etkileşimde bulunarak yağın oksidasyonunu da hızlandırabilir.
Yazının başında da belirttiğimiz gibi sistemi düzenli olarak kontrol etmek ve üç altın kuralı unutmamak gerekir: Yağı temiz tutmak, sistemde aşırı ısınmayı engellemek ve akışkanı sudan/nemden korumak.
Bu yazının bir kısmı “An Introduction to Practical Hydraulic System Maintenance” kitabından alınmıştır.
Resimler eğitim amaçlı kullanılmıştır.